Türkiye’de çalışan bireylerin iş stresi yalnızca kendilerini değil, evdeki aile ortamını da etkiliyor. Uzmanlara göre ebeveynlerin kaygısı ve öfkesi, çocuklarda davranış bozuklukları, kaygı artışı ve iletişim sorunlarına yol açabiliyor. Aile terapisi, bu döngüyü kırmanın en etkili yollarından biri olarak öne çıkıyor.
1001terapist.com dan Psikolog Emre Gökçeoğlu bu duruma şöyle dikkat çekiyor:
Birçok danışanımız, farkında olmadan işyerinde yaşadığı stresi eve taşıyor. Çocuklar ise bu gerginliği çok hızlı fark ediyor. Evde sürekli gergin bir hava varsa, çocuklar ya içine kapanıyor ya da öfke davranışları göstermeye başlıyor. Oysa aile içindeki bu dinamikleri fark edip çözmek hem ebeveynlerin hem de çocukların ruh sağlığı için kritik öneme sahip.
Eve taşınan gerginlik yönetilebiliyor
Modern iş hayatı, artan iş yükü, ekonomik kaygılar ve rekabet baskısıyla birlikte stres seviyelerini yükseltiyor. Gökçeoğlu’na göre çalışanlar, yoğun iş temposunda yaşadıkları gerginliği çoğu zaman eve taşıyor. Bu durum, aile ilişkilerinde iletişim sorunlarına, çocuklarda ise kaygı bozuklukları, ders başarısında düşüş ve uyku problemleri gibi sonuçlara neden olabiliyor.
Çocuklar, ebeveynlerinin duygu durumlarını hızla yansıtıyor. Araştırmalara göre, stresli aile ortamlarında büyüyen çocukların kaygı ve davranış sorunları yaşama ihtimali, sakin ve destekleyici bir ortamda büyüyenlere göre çok daha yüksek.
Bu noktada aile terapisi veya çift terapisi yalnızca bireysel sorunları değil, aile dinamiklerini ele alarak kalıcı çözümler sunuyor. Uzmanlara göre aile terapisi sayesinde:
- Ebeveynler stresle baş etme yöntemlerini öğreniyor,
- Çocukların duygusal ihtiyaçları daha iyi anlaşılabiliyor,
- Aile içi iletişim güçleniyor,
- İşten eve taşınan gerginlik sağlıklı şekilde yönetilebiliyor.
